Mukâtil; nebîler, kutsal kitaplar, Âdem ve Havvâ, Ehl-i kitâp, câhiliyye, siyer, âyetlerin kimler hakkında nâzil olduğu, melekler, cennet, cehennem, sûrelerin fazîleti, yaratılış ve insanlık tarihi hakkındaki bazı âyetleri tefsir ederken yoğun bir şekilde kırk, yetmiş, bin, on bin, yetmiş bin, beş yüz bin, bir milyon gibi yuvarlak sayılar üzerinden pek çok yerde açıklamalar yapmıştır. Müfesir’in siyer, câhiliyye ve âyetlerin kimler hakkında nâzil olduğu dışındaki sayılar isrâîlî rivâyetlere dayanmakta ve bunların doğruluğu da tartışmaya açıktır. Bununla beraber Mukâtil’in âyetlerin nüzûlü, siyer ve câhiliye dönemi örf adetleri hakkında kullandığı sayılar vahiy dönemini yansıtması ve âyetlerin manasını belirleme bakımından önemli bir işleve sahiptir. Dolayısıyla bu meyandaki sayılar hakîkî olup bunların dışındakiler cennet ve cehennem konularında olduğu gibi terğîb ve terhîb bağlamında kullanılmıştır. Zira meleklerin yaratılışında olduğu gibi gaybî konuların mâhiyet ve sayılar açısından insanlar tarafından tam manasıyla bilinmesi veya târif edilmesi imkân dâhilinde değildir. Bu makalede Kur’ân’da yer alan sayılardan ziyade Mukâtil’in âyetleri tefsir ederken kullandığı sayılar ele alınmıştır.