Dilde tutumluluk, dil ekonomisi gibi adlarla da tanımlanan en az çaba ilkesi; dilde gereksiz yapılardan ve tekrarlardan kaçınmayı, sözü dolaysız ama etkili söylemeyi amaçlayan, böylece konuşma sırasında mümkün olduğu kadar az enerji harcanmasını hedefleyen bir durumdur. Önce konuşma dilinde görülen en az çaba ile konuşma eğilimi için yapılan eksiltmelerin, edebi metinlerde artık bir söz sanatı olarak da kullanılmaya başlandığı görülür. Kelime düzeyinde seslerin düşürülmesi, eklerin söylenmemesi, cümlede kelime veya kelime gruplarının eksiltilmesi ile sonuçlanan en az çaba ilkesi dilin en küçük birimi olan sesten metne kadar ilerleyişini sürdürür. Ünlü, ünsüz uyumları, benzeşmeler, ünlü düşmeleri veya türemeleri gibi ses olayları da aslında en az çaba yasasının birer neticesi sayılabilir. Günümüzde tabelalardan, reklam afişlerinden, ilanlardan edebi metinlere kadar hemen hemen her yazıda veya konuşma dilinde eksiltili cümlelere rastlamak mümkündür. Cümledeki ögelerden birini veya birkaçını eksiltme; iletişimde zamandan tasarruf, tekrara düşmeme, en az çaba yasası, okuyanın veya dinleyenin duyduklarını doğru yorumlayabileceğini düşünme gibi sebeplerle bazı birimlerin atlanmasına, düşürülmesine veya eksik bırakılmasına yol açmaktadır. Cümlede zorunlu olarak bulunması gereken ögelerden birinin eksiltilmesi yoluyla ortaya çıkan eksiltili cümlelerde önemli olan, anlam kaybına yol açmadan iletişimi kolaylaştırmak, söylenmek isteneni en kısa yoldan, gereksiz kullanımlardan kaçınarak vermektir. Oldukça köklü bir sözlü kültüre sahip olan Kırgız Türklerinin özellikle konuşma dilinde sıklıkla kullandığı eksiltili yapıların, edebi eserlerde de estetik yapıyı sağlamak, anlamı kuvvetlendirmek, tekrarlardan kaçınarak duygu ve düşünceyi daha etkili ama en az çaba ile anlatmak için kullanmaya başladığı görülmektedir.